top of page
  • Facebook
  • Instagram
  • Twitter
  • YouTube

Van ve Ötesi: Gölün Mavisi, Dağların Heybeti ve Nemrut’un Zirvesi

  • Yazarın fotoğrafı: Erkut Er
    Erkut Er
  • 27 Tem
  • 4 dakikada okunur

Van ve Ötesi: Gölün Mavisi, Dağların Heybeti ve Nemrut’un Zirvesi


Bazen bir şehir sadece bir durak değil, bir hikâyenin baş kahramanı olur. Van, işte tam olarak böyle bir yer. Gölün mavisiyle dağların heybetinin birbirine karıştığı, tarihin taşlara işlendiği, doğanın cömert davrandığı bir şehir… Bu yolculukta Van’ı sadece gezmekle kalmadım, onu hissettim. İşte, Van ve çevresini kapsayan, keşif dolu bir rota…



---


Van Kalesi ve Eski Van Şehri ile Tarihe Yolculuk



Tarihi Urartulara kadar uzanan bu görkemli yapı, şehrin en iyi panoramik manzaralarından birine sahip. Gün doğumunu burada izlemek tarifsiz bir deneyim. Kalenin eteklerindeki Eski Van Şehri’nin kalıntıları ise bir zamanlar burada nasıl bir hayat yaşandığını düşündürüyor insana.


Van’ın simgesi olan kedileri görmek için Van Kedi Evi’ne uğramadan olmaz. Farklı göz renkleriyle bakan bu asil canlılar, bölgenin en özel değerlerinden biri.


Öğleden sonra Akdamar Adası’na doğru yola koyuldum. Gevaş’tan kalkan teknelerle adaya ulaşırken Van Gölü’nün maviliği gözleri dinlendiriyor. Akdamar Kilisesi, taş işçiliğiyle beni kendine hayran bıraktı. Kilisenin duvarlarındaki kabartmalar ve iç mekândaki freskler geçmişin izlerini taşıyor. Ayrıca Başkale yolu üzerindeki Hoşap Kalesi de Cennetin krallığı filminin bir sahnesi gibi sizi selamlıyor.


---


Muradiye Şelalesi ve Bahçesaray Yolu


Yeni bir güne doğanın büyüsüyle başlıyorum. Kahvaltı için klasik Van kahvaltısı yapmak şart. Otlu peynir, kavut, cacık, murtuğa ve bal-kaymak… Doyurucu ve enfes bir kahvaltının ardından rotam kuzeye, Muradiye Şelalesi’ne doğru.


Şelalenin coşkulu akışı ve çevresindeki doğa tam bir huzur kaynağı. Özellikle kış aylarında donmuş hali bambaşka bir güzellik sunuyor.


Buradan sonra daha az bilinen ama adeta gizli bir cennet olan Bahçesaray’a doğru yola çıkıyorum. “Karda giderken çığ düşer, baharda giderken taş düşer” dedikleri meşhur Bahçesaray Yolu’nda, sarp kayalıklar arasından geçerken insanın içi ürpermiyor değil. Ama vardığımda gördüğüm manzara her şeye değer: Yeşil vadiler, derin kanyonlar ve tertemiz bir hava…


Van Erek Dağı Tırmanışı: Bir Doğa Harikasına Yolculuk


Van'ın yemyeşil coğrafyasında yükselen ve heybetiyle her zaman dikkat çeken Erek Dağı, doğa tutkunları ve macera arayanlar için eşsiz bir destinasyon. Eğer siz de hem bedeninizi hem de ruhunuzu dinlendirecek bir kaçış arıyorsanız, Erek Dağı tırmanışı kesinlikle listenizde olmalı. İşte size unutulmaz bir Erek Dağı macerası için ipuçları ve bir gezi blogu yazısı!


Neden Erek Dağı?


Erek Dağı, sadece zorlu bir tırmanış parkuru sunmakla kalmıyor, aynı zamanda zirveden sunduğu panoramik Van Gölü manzarasıyla da büyülüyor. Dağın eteklerindeki köyler, yöresel yaşamın ve sıcakkanlı insanların izlerini taşıyor. Tırmanış boyunca karşılaşacağınız çeşitli bitki örtüsü, kuş sesleri ve tertemiz hava, şehir hayatının stresini üzerinizden atmanız için birebir. Üstelik, bölgenin tarihi ve kültürel zenginlikleriyle birleşen bu doğa deneyimi, gezginlere kapsamlı bir keşif fırsatı sunuyor.


Tırmanış Öncesi Hazırlık


Erek Dağı tırmanışı her ne kadar çok teknik bir tırmanış olmasa da, iyi bir hazırlık gerektirir.

  • Ekipman: Rahat yürüyüş ayakkabıları, katmanlı giysiler (hava durumu hızla değişebilir), yağmurluk, sırt çantası, su şişesi, enerji verecek atıştırmalıklar, güneş kremi, şapka ve fotoğraf makinenizi mutlaka yanınıza alın. Özellikle sabah erken saatlerde başlayıp öğleden sonra bitirecekseniz, hava kararmadan dönüşünüzü sağlayacak bir kafa lambası da faydalı olabilir.

  • Rehber: Eğer bölgeye yabancıysanız veya ilk kez tırmanış yapıyorsanız, yerel bir rehberle çalışmak güvenliğiniz ve rotayı daha iyi tanımanız açısından oldukça önemlidir. Rehberler, aynı zamanda bölge hakkında size değerli bilgiler de sağlayabilir.

  • Fiziksel Durum: Tırmanışa başlamadan önce fiziksel olarak iyi durumda olduğunuzdan emin olun. Düzenli yürüyüşler veya hafif koşular yaparak kondisyonunuzu artırabilirsiniz.


Tırmanış Rotası ve Deneyim


Erek Dağı'na genellikle Van merkezden ulaşım sağlanıyor. Dağın eteklerindeki köylerden başlayan farklı rotalar mevcut. Genellikle kullanılan rota, orta zorlukta olup, tırmanış süresi ve zorluğu seçilen başlangıç noktasına göre değişiklik gösterebilir.

Tırmanışa başladığınızda, ilk olarak yemyeşil patikalar ve ara sıra karşınıza çıkan küçük su kaynakları size eşlik edecek. Yükseklik arttıkça bitki örtüsü değişiyor ve daha kayalık bir zemine geçiliyor. Her adımda Van Gölü'nün mavisi daha belirgin hale gelmeye başlıyor. Zirveye yaklaştıkça rüzgarın şiddeti artabilir, bu yüzden katmanlı giysilerinizin önemi burada ortaya çıkıyor.

Zirveye ulaştığınızda ise tüm yorgunluğunuzu unutturacak o büyüleyici manzara sizi karşılıyor: Van Gölü'nün engin maviliği, çevresindeki dağların yeşili ve uzaklardaki şehir silueti... Bu an, tüm tırmanışın en değerli ödülü. Burada kısa bir mola verip manzaranın keyfini çıkarabilir, bol bol fotoğraf çekebilirsiniz.

Dönüş yolculuğu genellikle daha kolaydır ancak inişte dikkatli olmak önemlidir. Taşlık zeminlerde kaymamaya özen gösterin


---


Çaldıran, Tendürek Geçidi ve Doğubayazıt’a Uzanan Yol


2.644 metre rakımlı Tendürek Geçidi’nden geçerken, volkanik arazinin sıradışı dokusu dikkatimi çekiyor. Burada doğanın ne kadar güçlü olduğunu hissediyorsunuz.


Son durağım, Van’a çok yakın olan Doğubayazıt ve İshak Paşa Sarayı. Osmanlı mimarisinin en görkemli yapılarından biri olan bu saray, Pers etkileriyle harmanlanmış estetik bir şaheser. Buradan Ağrı Dağı’nın heybetli zirvesine bakarak, bu büyüleyici yolculuğa veda ediyorum.


---


Tatvan ve Nemrut Krater Gölü’nün Zirvesinde


Gölün diğer yakasında beni bekleyen bir keşif daha var: Tatvan ve Nemrut Krater Gölü. Sabahın erken saatlerinde yola çıkıp, Van Gölü’nün kıyısından Tatvan’a doğru ilerlerken gölün her açıdan farklı bir güzellik sunduğunu fark ediyorum.


Tatvan’dan Nemrut Dağı’na doğru tırmanırken yol giderek daha vahşi ve etkileyici bir hâl alıyor. Sonunda ulaştığım noktada, Türkiye’nin en büyük krater gölü olan Nemrut Krater Gölü tüm ihtişamıyla karşımda! Gölün maviliğiyle çevresindeki volkanik arazi arasındaki kontrast büyüleyici. Kraterin içinde sıcak ve soğuk göller, buhar bacaları ve yemyeşil doğa adeta bir başka gezegende olduğunuzu hissettiriyor.


Burada biraz vakit geçirip doğanın sunduğu bu eşsiz güzelliği içime sindirdikten sonra, dönüş yoluna geçiyorum. Tatvan’da Van Gölü manzarasına karşı içilen bir çay ve yöresel lezzetlerden büryan kebabı ile bu muhteşem geziyi sonlandırıyorum.


---


Van’dan Geride Kalanlar


Van ve çevresi, sadece gezilip görülecek bir yer değil, hissedilecek bir bölge. Van Gölü’nün serin rüzgârı, kedilerinin masum bakışları, taşlarının tarihle yoğrulmuş dokusu ve insanlarının sıcak misafirperverliği ile hafızamda yer edindi. Ve şimdi biliyorum ki, her gezginin yolu bir gün mutlaka Van ve Nemrut’un zirvesinden geçmeli…


 
 
 

Comentários


2019-06-28 19-25-07.JPG

@kendicapindabirgezgin

bottom of page